Türkiye Denizcilik Endüstrisinde Avrupa İçin Dost Canlısı Bir Yüz
Kınay İş Geliştirme Direktörü Carl Johan Warfvinge, TradeWinds İçerik Stüdyosu'na, Kınay'ın Türkiye pazarındaki başarılarından yararlanmak isteyen eski ve yeni dostlara kapıları nasıl açtığını anlattı.

İş dünyasında bilinmeyen bir bölgede yolculuk etmek bazıları için büyük bir risk teşkil etse de sahadaki doğru insanlar ile beraber bu adımı atmak daha ödüllendirici hale gelebilmektedir. Carl Johan Warfvinge, Kınay bünyesindeki rolüyle Avrupa ile Türkiye arasında köprü olmayı ve Türkiye pazarına girmeyi düşünen Avrupalı şirketler için bu açığı kapatmayı istiyor. Güncel olaylar denizcilik endüstrisinde dalgalanmalara neden olmaya devam ederken, kimileri için pek bilinmeyen bu alan denizcilik sektöründe pek çok fırsat barındırabilir.

TradeWinds Content Studio (TCS): Kendi deyiminizle denizcilik ve lojistik sektörlerinde yönetici pozisyonunda 15 yılı aşkın deneyime sahipsiniz. Şu anda Kınay'da İş Geliştirme Direktörü rolünde bulunuyorsunuz. Yaptığınız çalışmalarla ilgili bizimle neler paylaşabilirsiniz?

Carl Johan Warfvinge (CJW): Kınay, Türkiye'de çok iyi bilinen bir denizcilik ve lojistik grubudur. Yıllar içerisinde grup, nakliye, kiralama ve lojistik alanlarında küresel ölçekte büyümüştür. KTL'nin (Kınay Taşımacılık ve Lojistik) şu anda 11 ülkede (Türkiye, İngiltere, Belçika, Hollanda, İtalya, ABD, Vietnam, Tayland, Çin, Singapur, Avustralya) 30 ofisi bulunmaktadır. Umuyoruz ki daha fazlası da gelecektir.

Şirket, temelinde acentelik hizmeti vererek kuruldu. Grup daha sonrasında Türkiye'de organik olarak büyümüş ve şu anda en büyük acentelerden biri haline gelmiştir. Türk limanlarının fiziksel kapsamı konusunda, kıyılardaki kendi personelimiz ve sahip olduğumuz ofislerle bir numarayız. Böylece, gemi çağrısı yapan herhangi bir limanda, en yüksek hizmeti sunuyoruz.
Ancak artık Kınay olarak sınırları zorlamanın, yurt dışından gelen müşterilere daha fazla odaklanmanın ve Kınay markasını oluştururken yabancı müşterilerin Türkiye'ye bir gemi çağrısında bulunması durumunda onları yerel olarak kimin temsil ettiğini bilmelerini sağlamanın zamanı geldi.

Son 20 yılda endüstri çok değişti ve liman çağrılarının çeşitli prensipler arasında bölündüğünü görüyoruz ve bu nedenle de birden fazla acente işin içine giriyor. Bence bu bazen gerekli ancak çoğu zaman süreci tek bir temsilci ile kolaylaştırmak yerine sadece ek iş yaratıyorsunuz. Bunu yapan acenteler bir liman çağrısında çok fazla para tasarrufu sağlayabilir.
Yerel Türk denizcilik sektörü pek çok kişi tarafından pek bilinmiyor ve bu nedenle pek çok kişi bu bölgeyi bir risk olarak görüyor; aslında durum böyle değil! İnsanların bilmediği yeni bir bölgede çalışmayı benimseme konusunda isteksizliği anlaşılabilir ama tam da burada ben devreye giriyorum. Boşluğu kapatmak ve dünyanın diğer bölgelerinden gelen müşterilerimize Türkiye'de iş yapmanın yolları konusunda ihtiyaç duyulan şeffaflığı sağlamak istiyorum. Birisinin Türkiye ile ilgili bir sorusu varsa veya herhangi bir konuda tereddüttü varsa, direkt bana ulaşın; sizlere yardımcı olmaktan ve rehberlik etmekten mutluluk duyarım.

Ayrıca Türkiye dışında KTL'nin de küresel çaptaki büyümesiyle elde ettiğimiz sinerjilerden acentelik tarafında nasıl yararlanabiliriz ve bunu potansiyel yeni lokasyonlar için nasıl kullanabiliriz diye bakıyoruz. Nakliye, kiralama ve acentelik alanlarında müşterilerimize büyük fayda sağlayabileceğini düşündüğüm çok sayıda örtüşme var. Bu bizi diğer şirketlerden ayırıyor çünkü Türkiye pazarında sizlerin çıkarını gözeterek size yardımcı olmaya hazırız ve aynı zamanda bizimle birlikte başarıya ulaşmanızı sağlamak için geniş hizmet ağımızı kullanıyoruz.

TCS: Söylediğiniz gibi Kınay bir Türk şirketi. Sizce neden işlerini geliştirmeleri için Türkiye dışından birini seçtiler? Kınay'ın küresel, gelecek planları bunda etkili oldu mu?

CJW: Türk acente pazarındaki müşterilerin çoğu Türkiye dışında bulunuyor ve bu nedenle müşterilerimize daha yakın birinin bulunması mantıklı. Norveç'in Oslo şehrinde bulunduğum için Avrupa'daki birçok müşteriye daha yakınım ve doğrudan erişimim var. Bu da toplantılara katılmak ve gelecekteki olasılıkları tartışmak için daha hızlı seyahat edebileceğim anlamına geliyor.

Dijitalleşme ve görüntülü toplantılar harika ama bence anlamlı bir ilişki kurmak için bir kişiyle şahsen tanışmanız, müşterilerinizi tanımanız ve onların ihtiyaçlarını gerçekten anlamanız gerekiyor. Bu sektördeki insanları tanıyorum, bu sebeple hangi şirkette çalışırsam çalışayım kendi ağımdaki insanlara kapılar açabileceğim anlamına da geliyor.
Gelecek planlarımız doğrultusunda amacım her zaman 'Sınır Gökyüzüdür' anlayışıyla hareket etmektir. Dolayısıyla durmadan sürekli bir büyüme planımız var. Wilhelmsen Group'tayken insanlar bana hep amacımın ve hedefimin ne olduğunu sorarlardı. Onlara her zaman dünya hakimiyetinin bu işin son noktası olduğunu, ne yaparsam yapayım statükonun bir seçenek olmadığını söylerdim.

Yazının devamı için aşağıdaki linki tıklayınız!